Irmak Soldamlı - Hasan Çalıkuşu - Rengin Ruhu

Irmak Soldamlı

RENKLERİN RUHU

Onlar için önemli tek şey, renkti. Var olmak için, başka bir gıdaya veya suya ihtiyaç duymadan, atmosferin üst katındaki yüzeyde bulunuyorlardı. Burada uzaydan ve güneşten gelen zararlı ışıkları özümleyerek, kendi zerreleri için en temiz renk ve enerjileri elde ediyorlardı. Özündeki renklerini, başka zerrelerle paylaşır, çoğaltırlardı. Her zerre, renklerini kendine özgü ton, desen ve formda üzerine giyer ve o gün büyük bir edayla atmosferde süzüm süzüm süzülür, sonunda örgüledikleri enerjilerini gezegene bırakırlardı.

Gece olduğunda renkleri kaybolur, ertesi gün alacağı renkleri hayal ederek hazırlanırlardı. Sonsuz renk seçeneği olan, bu ütopik zerre dünyasının hassas dengesi, hiç bitmeyecek gibiydi.

Gün doğuşuyla birlikte her zerre, düşledikleri renklerin tutku ve heyecanı ile yeni bir güne uyanırdı. O gün renk ile enerjilerini en gösterişli olmayı planlardı. Seçtikleri renk ile kendi dünyalarındaki diğer zerreler arasında hayalciliği, yaratıcılığı ve idealizmi en iyi sembolize etmeyi amaçlardı. Ama yeryüzü canlılarındaki kıskançlık gibi bir indirgeme duygusu taşımadıkları gibi, aksine birbirlerinin göz kamaştırıcı güzelliğine hayranlık ifade eden duyarlılığa sahiptiler. Bu davranışları, onların hem kendi enerjilerine hem de evrenlerine pozitif katkı yapıyor, bir sonraki güne daha güçlü başlıyorlardı.

Eğer o gün, gezegene huzur ve duygusal bir enerji verecekse, mavi tonlarını tercih eder, uçlarını lacivert çizgilerle süsler, gövdesine çivit mavisi ile benekler yapar, yer yer açık mavi ve gece mavisi tonları serpiştirir, bir pelerin formunda üzerine geçirirdi.

Sıcağın rengi olan sarıyı, her zerre üzerinde taşımak isterdi. İçlerine coşku ve mutluluk verdiğinden kendilerini çok neşeli hissederlerdi.

Beyaz zerreler, o gün arınmanın masumiyeti ve saflığı temsil ederken, aslında içlerinde her rengi barındırmanın gücünü saklarlardı.

Sağlığın simgesi olan pembe zerreler, enerjilerini sevgi ve şefkat içinde rahatlama ve sakinleşme için harcıyorlardı.

Bereket ve doğayı simgeleyen yeşili tercih eden bir başka zerre, barış ve özgürlüğün sembolü olan ferahlatıcı yeşil bir zerreden enerji alırken, önce zümrüt yeşilinden gözler yaptı kendine. Sonra, bedenine yeşil çizgilerden oluşan kelebek kanadı deseni yerleştirdi. Mor bir baş formunun önüne ferahlık ve serinlik hissini destekleyen mavi ile hafifçe boyadı. Kollarını da karşısındakini kucaklayacakmış gibi açarak, güven ve huzuru güçlendirmek için yeşil dalgalar oluşturdu.

Bu şekli çok beğenen karşısındaki zerre de benzer bir şekle bürünerek, daha büyük bir cesaret ve enerji ile kırmızı rengi seçti. Daha heyecan verici ve kışkırtıcı olmak için kanatlarının uçlarını maviye dönüştürerek, yücelik ve gücün sembolü olan moru ise ara renk olarak kullandı.

Bin bir renkteki enerji zerreleri, gün içinde bu güzellikleri dünyanın üzerine serperlerdi bir zamanlar. Bu güzel gezegenin daha mutlu olması, oradaki varlıkların nasiplenmesi için.

Ama bu gezegen o kadar kirlendi ki, atmosferdeki bu zerreler çok azaldı. Kalanların enerji ve serpintileri ise gezegene yetecek kadar değildi artık.

Fotoğraf : Irmak Soldamlı
Yazı : Hasan Çalıkuşu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka konuyla ilgili olmasına özen gösteriniz.
2. İsim ve Soy ismi yazmayı unutmayınız.
3. Konuyla ilgili olmayan sorularınız için lütfen iletişim formunu kullanınız.

© Onanafod Blogunda yayınlanan tüm fotoğraf ve yazıların telif hakları, Onanafod blogu sanal yayını, tanıtımı, kitapları dışında fotoğrafçıya ve yazara aittir.