 |
Sebahattin Özveren |
HAZIM
BEY
Hazım
Bey, çocuk yaşta köyünden şehre göçmüş, orta yaşlı bir
adamdı. Uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen, şehir hayatının,
yoğun iş temposu, trafik gürültüsü ve kalabalık sokaklarına
alışamamıştı. Köyüne özlem duyar, avludaki sedire uzanarak
yıldızları izlediği geceleri, yeşil çimenler üzerinde
yuvarlanıp, arkadaşlarıyla takla yarışlarını, yeni doğmuş
kuzuların, annelerinin peşinde dolaşmalarını, süt emmelerini
hatırladığında gözleri dalar giderdi. Özlem artsa da yaşam
koşulları, çaresiz bırakıyordu.
Hazım
Bey, bir fabrikada çalışır, iş çıkışı otobüs ile evine
ulaşırdı. Otobüsten indiği durakla evi arasında, kısa da olsa
yürüme mesafesi vardı. Yolunu daha da kısaltmak için
mahallelerinde bulunan çocuk parkının içinden geçerdi. O gün
yine otobüsten inmiş, yorgun adımlarla evine doğru ilerlerken,
sesini duyurmaya çalışan miyavlamalar işitti. Etrafına
dikkatlice bakındı, sesleri netleştirmek için kulak kabarttı.
Heybetli çınar ağacının dibinde, bir kutu içinde, birbiriyle oynaşan yavru kedileri gördü. Annelerinin yakında olabileceği
düşüncesi ile bir süre oyalandı, gelen giden olmadı.
Televizyonda geçen akşam izlediği bir haberi hatırladı. Adamın
biri, sokağında bulunan kedilerin üzerine asit atmıştı. İçi
ürperdi, anne kediyi arayan gözlerle etrafına bir daha bakındı,
parkta oynayan çocuklara sordu, olumlu yanıt alamadı.
Güneş,
yavaş yavaş etkisini kaybetmeye başlamış, akşam saatleri
yaklaşırken, miyavlamalar çoğalmıştı. Hazım Bey, yavru
kedileri doyurmak gerekiyor diyerek köşede bulunan markete hızlı
adımlarla ulaştı. Yavru kediler için hazırlanan mama
paketlerinden aldı, tekrar yanlarına koştu. Karınları doyan
yavrular, bir süre sonra uykuya daldı. Yaşadığı ev, hayvan
beslemek için çok uygun değildi. Yavruları da korumak istiyordu.
Bulundukları kutuyu daha güvenli bir hale getiren Hazım Bey, evinin
yolunu tuttu.
Birkaç
hafta boyunca, Hazım Bey yavruları her gün ziyaret edip, besledi.
Minik tüylü varlıklar, onun sevgi dolu hareketlerine alışarak,
omuzlarında, başında ve çevresinde dolaşıyordu. Kedilerle
yaşadığı anlar, Hazım Bey'in kalbini ısıtıyordu. Onların
masumiyeti ve sadeliği, birlikte geçirdikleri zamanlarda, köyünü ve
çocukluğunu hatırlatıyordu. Hazım Bey’in yavru kedilere
yaklaşımı kısa sürede parkta oynamaya gelen çocukların
dikkatini çekti. Bu sevimli yaramazlar, semtin yaşamında yeni bir
anlam ve mutluluk kaynağı oldu.
Hazım
Bey, miyavlama sesini duyduğu o günü unutamıyor. Yavru kediler de
çok mutlu, onlar, artık parkta kutu içinde değil, sevgi dolu
sıcak yuvalarında, Hazım Bey’in omzunda, başında tatlı
yaramazlıklarına devam ediyor.
Fotoğraf
: Sebahattin Özveren
Öykü : Erhan Demiralp / 10 Ağustos 2023
Perşembe, Üsküdar