Nevzat Çakır - Baytekin Kara - Çivit

Nevzat Çakır

ÇİVİT

Kurulukta, direkte üç pazar filesi asılıydı. Pazartesi günleri köylü pazarına giderken kullanılırdı, bir de aylık alışverişte.

Mutemetin maaşları dağıttığı günün ertesi günü, mutlaka yapılması gereken işler olurdu. Ben, destek hizmetleri komutanı olarak, bu işlerin yapılmasında babamın yanında vazgeçilmez eleman. Gelecekte yapmam gerekenler ve yapmamam gerekenler için deneyim.

Maaşın alınmasından sonra, pazar filelerı bulunduğu yerden çıkarılır, çarşıya gidilirdi. İlk uğrak, Manifaturacı Yaşar eniştemin yanı. Bir çayı içilir, ev kiramız ödenirdi. Yaşar eniştem, ev sahibimiz, teyzemin kocası, yan komuşumuz.

Sonra, sıra kasap Lütfü'de, ona sonra da uğranacak, geçerken sonrasında çok beklememek için şöyle bir kafa uzatılır, bir, sonra bir işareti daha yapılırdı. Bu çok nadir bir buçuk, sonra bir buçuk daha olurdu. Bu aylık et tüketimimizin miktarıydı. Bir kilo kıyma, bir kilo kuşbaşı.

Bekir efendi bakkalımız, bakkal çarşının en sonunda köşede, bakkalda iş uzun, elde uzunca bir liste var. Annem, bütün ay neye ihtiyacı çıkarsa, yazmış bir kenara. Çatal iğnesinden tutun da, yağına, pirincine kadar. Bunlar toplanır filelenir.

Bakkal filemizin, listeye yazmaya bile gerek olmayan, iki vazgeçilmezi vardır. Mutlaka alınması gereken. Babannemin OPON'u. Ve çivit.

Sonra fırına uğranır, günde üç ekmek hesabıyla, arada fazlaları da olabilir diye yüz adet ekmek karnesi alınırdı. Fırıncı Misket Nuri, memurlara bu uygulama ile biraz da indirim yapardı.

Bakkal, Kasap, Fırında bize ait küçük küçük defterlerimiz vardı. Her defasında önceki ayın hesabı kapatılır, yapılan alışveriş için yapılabildiği kadar ödeme yapılır, geriye kalan olursa defter yeniden devreye girerdi.

Ellerimizde yüklü fileler, mahallenin başında gözükünce, gizli gizli gözlendiğimizi fark ederdim. Bizim hemen hemen her ay düzenli yapabildiğimizi yapamayanlar da vardı.

Evde son ödeme anneme yapılırdı. Ayda dört kere pazara çıkılacak, pazar parası artık ne kadarsa. Geriye babama ne kalırdı bilmiyorum. Bildiğim, babam da, annem de babamın ceplerinin bozuk paralardan sık sık delindiğinden hep şikayet ederlerdi.

Ay içinde görevim devam ederdi, babam olsun olmasın, annem istediğini bana söyler, kime gidilecekse onun küçük defterini bana verir, gider alıp getirirdim. Hiç ihmal etmezdim, gittiğim esnaftaki defterimize de, götürdüğüm deftere de alışveriş titizlikle yazılırdı.

Gelelim filemizin vazgeçilmezi OPON ve çivite.

OPON çocukluğum yıllarının her derde deva ilaçı. Bildiğimiz aspirin görünümünde yüz adetlik paketlerde bakkallarda satılıyor. Babannem evimizin en yaşlı insanı, hep bir şeylerden şikayetçi. Eli ağrır, beli ağrır, dili ağrır, dişi ağrır, dizi ağrır. OPON her derde deva. Her ay filemizin en üstünde yüz adetlik OPON kutusunu filede fark eden babannemin gözlerinde oluşan ışıltı bana hep garip gelmiştir. OPON babannemim hayat ışığı sanki.

Şimdilerde çivitte bilinmez oldu, ev temizliğimizin vazgeçilmezi. Kadınlarımız için çivit mavisini çamaşırlarda fark edilir kılmak, badanalarımızdaki mavilik övünç kaynağıdır. Kadınlarımız, dış duvarlarımız ve çamaşırlarımız mavilikleri ile anılır.

Bir de mavi soğuk renk derler.
Bizi sarıp sarmalayan ne varsa mavi işte.
Kadınlarımız, evlerimiz, çamaşırlarımız, gökyüzü.


Fotoğraf : Nevzat Çakır
Öykü : Baytekin Kara – 17.11.2023

4 yorum:

  1. Bakkaldan benim de çok opon ve gripin almaya gönderilmiş ligim var. Evliliğimin ilk yıllarında çamaşırlarımda çivit de çok kullandım. Bana o günleri hatırlatan etkili bu öykü için çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Ayşe Sönmez
    Ne güzel ifade etmişsin Baytekin 😊😊😊😊 bayıldım ve çocukluğuma döndüm, biz de köydeki evimizde çivit kullanırdık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum. Selam Sevgi.

      Sil

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka konuyla ilgili olmasına özen gösteriniz.
2. İsim ve Soy ismi yazmayı unutmayınız.
3. Konuyla ilgili olmayan sorularınız için lütfen iletişim formunu kullanınız.

© Onanafod Blogunda yayınlanan tüm fotoğraf ve yazıların telif hakları, Onanafod blogu sanal yayını, tanıtımı, kitapları dışında fotoğrafçıya ve yazara aittir.