Kolay zengin olmanın en iyi yolunun tarlalara, parklara, boş alanlara, beton dökmek olduğunu varsayan rant merkezli anlayış nedeniyle gökdelenlerin istilasına uğradık.
Toprak Koruma Kurulu kararlarına rağmen, tüm ülkece betonlaşmaya teslim olmuş durumdayız. Gıdaya, yeşile, temiz su ve havaya ulaşımımız gitgide azalıyor. Çok değil, yirmi, otuz yıl öncesine kadar, İstanbul’un birçok semtinde bostanlarda yetiştirilen sebzeler semtin adıyla anılırdı. Tuzla Bamyası, Bayrampaşa Enginarı, Çengelköy Salatalığı, Arnavutköy Çileği gibi.
Şimdilerde bırakın bostanı, bir santimetre kare toprağa hasret, beton sitelerdeki teras bahçelerinde, balkonlarda, saksı içinde domates, maydanoz yetiştirmeye çalışılan, doğadan ve doğaldan uzak insanlar olduk. Özellikle, çocuklarımızın hafızasında toprak, ağaç, tarla, çayır yok. Betonda doğdular, betonda yaşıyorlar. İnekleri bile, Milka ineği gibi mor renkli sanan çocuklar onlar. Bahçedeki erik, kiraz, dut ağacına çıkmanın, dalından meyve yemenin keyfini hiç tatmamış, çayırlarda koşamamış, hayata katılamayan, dijital yaşayan, betonların içine hapsolmuş çocuklar onlar.
Fotoğraf : Melih Sular Yazı : Aydanur Atamdede
Kalemine sağlık çok güzel özetlemişsin dünü ve bugünü
Ayşe SönmezFotoğraf çok şey anlatıyor, senin betimlemen de durumun ne kadar acı olduğunu gösteriyor, umarım insanoğlu artık bu beton yığınlarının artık bitmesi için bir şey yapar.
Yorum yaparken:1. Yaptığınız yorumun, mutlaka konuyla ilgili olmasına özen gösteriniz.2. İsim ve Soy ismi yazmayı unutmayınız.3. Konuyla ilgili olmayan sorularınız için lütfen iletişim formunu kullanınız.© Onanafod Blogunda yayınlanan tüm fotoğraf ve yazıların telif hakları, Onanafod blogu sanal yayını, tanıtımı, kitapları dışında fotoğrafçıya ve yazara aittir.
Kalemine sağlık çok güzel özetlemişsin dünü ve bugünü
YanıtlaSilAyşe Sönmez
YanıtlaSilFotoğraf çok şey anlatıyor, senin betimlemen de durumun ne kadar acı olduğunu gösteriyor, umarım insanoğlu artık bu beton yığınlarının artık bitmesi için bir şey yapar.