BİR KIVILCIMIN ÖYKÜSÜ, ANAFOD
Bir fotoğrafa bakıyorum, 13 yıl geçmiş aradan. Maltepe Fotoğraf Gurubunun 7.11.2010 tarihinde yaptığı Yedigöller gezisine katılanlar yer alıyor fotoğrafta. Sonbaharın renk coşkusunun en yoğun yaşandığı günlerden bir anı. Fotoğraf karesinde yer alanlar için fotoğraf bir ortak payda. Ve akış olarak yaşadığımız zaman içinde anlam yaratan bir grup insan.
İstanbul koca bir mega kent… Marmara Denizinin her iki yanına yayılarak her gün daha bir genişliyor. Bu koca kentte yaşayan fotoğrafçıların üye olabileceği, etkinliklerine katılabileceği tek dernek İfsak’tı. Mega kentin insanlarının en büyük sorunu ulaşım ve zaman… Yoğun bir çalışma temposunun sonrası ayırabildikleri bir zaman dilimini verimli kullanmak için bir araya gelen bir grup fotoğrafçı, Maltepe Beşçeşmeler’de bir kafede her hafta toplanmaya başladı. Baytekin Kara’nın çabalarıyla oluşan bu toplantılar, bir kıvılcımdı ve bir beklentiye dönüştü.
Bir tohum atarsın toprağa, büyür ve bir ağaç olur… Oysa sosyal gruplar böyle zahmetsiz ve doğal bir süreçle oluşmuyor. Sorumluluk alan, topluma ve çevresine katkıyı seven, önderlik eden değerli insanların gayretleriyle şekilleniyor. ANAFOD’un küçük bir grubu değerli bir fotoğraf derneğine dönüştüren insanların gayretlerini hem takdir ederek, hem de uzak kaldığım için kendi adıma üzülerek izledim. Bu oluşuma can veren sürecin mimarı olarak Baytekin Kara, vizyonuyla topluma bir değer inşa etti.
Bugün Kadıköy yakasında bir fotoğraf derneğine sahibiz. Orhan Veli’nin bir dizesinde, “herşey birdenbire oldu” der. ANAFOD’dan söz ettiğimizde hep varmış gibi… Sanki birdenbire orada ortaya çıkmış gibi. Aslında öylesine kolay olmadığını biliyoruz hepimiz. Yaşananlar sözcüklere indirgendiğinde ne çok şey gözardı edilir. Bu başarılı fotoğraf derneğinin kuruluş sürecinde görev alan, çabalarıyla inşa sürecinde yer alan tüm arkadaşları başarılarından dolayı kutluyorum.
Bir fotoğraf derneği, bir yönüyle ziyafet masasına benzer. Üretilen değerlerin paylaşıldığı, sürece dair bilgilerin tazelendiği, yeni görüş ve düşüncelerin değerlendirildiği, sorunların çözümlendiği bir ziyafet masası. Fotoğrafçıların beklentisinin bir sinerjiye ulaşmak, birlikte daha büyük adımlar atabilmeyi başarmak arzusu olduğunu varsayarım hep. Hani Arkadaş şarkısının sözlerindeki gibi; “Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş- Bir bakarsın volkan olmuş…..” Anafod’u hep böyle bir yolculuk olarak düşündüm.
Zaman bir akış… Dönüşüm akış dediğimiz olgunun karakteri. İnsan-evren ilişkisi de öyle, sürekli gelişiyor ve yenileniyor. Görüntüyü kaydetme tekniğinin bulunmasıyla yeni bir arayış başladı… Bu yeni teknikle neler başarılabilirdi? Fotoğraf bu arayış yolculuğunda, sürekli farklı karakterlere bürünerek, bazen kültüre, bazen sanata, bazen farklı beklentilere hizmet etti. Fotoğraf tek bir şeye indirgenmesi olanak dışı olan; çok yönlü bir tekniğin can verdiği, farklı niyetler içeren ürünler olarak binbir surattır. Geçmişten geleceğe uzanan bu yolculuğunun bir kesitinde yer alıyoruz. Bu kesitin bir yönünde bilincimizin yetkinliğine göreceli olarak fotoğraflar üretme gayreti içindeyiz. Kaygan bir zeminde süren arayışlarımız, fotoğraf topluluklarında kurulan sinerjiden de yararlanıyor.
Bilim, Felsefe ve Sanat günden güne dönüşümler ve kırılmalar yaşıyor. Evrensel konuları irdeleyen, bilinçli bir yaşam sürdürmek isteyen insanlar her zaman azınlık olarak kalır. Günümüzde de durum bu. Bu bir değişmez. Oysa yığınlar toplumsal ilişkiler süreçlerinde üretilen ve paylaşılan bir kavrayışla kendi dünyalarını kurar. Her zihin kendi tercihlerine göreceli bir yetkinliğe ulaşır. Oysa kültürel alanda topluma katkıda bulunmak çabası, çağdaş insan-evren ilişkisinin bilincinde olmakla değere dönüşür.
Modernizm ve sanatta soyut yaklaşımla başlayan 20.yy, daha sonra Postmodernist düşünceyle devam etti. 21.yy ise İnsan Sonrası, Performatizm, Metamodernizm gibi yeni kavramlarla perdeyi araladı. Günümüzün fotoğrafı dediğimiz çağı karakterize eden yeni kavramlarla, yeni insan-evren ilişkisi bağlamında şekilleniyor.
Fotoğraf dernekleri kültürel üretim merkezleri olmak sorumluluğunu içinde. Üretilen şey sadece bir görüntü ya da güzele ulaşma çabası olmaz; fotoğraf karesine aktarılan bir düşünce ve bir ilgidir. Akış içinde birileri yaşlanırken, birileri geleceğe şekil vermek üzere sorumluluk hissediyor ve olgunluğa doğru ilerliyor. Fotoğraf derneklerinde farklı yaş gruplarının böyle bir devinimi yaşanır doğal olarak. Deneyim ve yenilik iki temel dinamik olarak geleceği inşa eder. Sanatın özünde doğru kavramı olmaz, o bir düşünceye biçim verme ve bir yaratıya ulaşma çabasıdır. Bu çaba sınırlandırılamayan, kurallaştırılamayan bir olgu… Sanatı kontrol etmek çabası rüzgârı avuçlarımızda tutmak gibi. Yaratıcı düşünce toplum içinde paylaşılır ve çoğalır. Bu kendiliğindenlikli bir süreç olarak sürer gider. Onu sınırlandırmaya, bir yetke iddiasıyla tekdüzeleştirmeye çalışıldığında ruh yokolur.
Kurumlar vizyonları ve misyonlarıyla yaşar… Başka sözlerle hedefleri ve bu hedefe adanmışlıklarıyla. Son yüzyıl boyunca bilgi en önemli sermaye ve yaşamın her yönünü kuşatan bir sarmal. Bilgiye rağmen geleceğe uzanmayı ilke edinmek, imkansıza ulaşama çabası gibi. Felsefe, Sanat ve Bilim, yeni bilgiler, yeni düşüncelerle sürekli dönüşüm içinde. Fotoğraf’ta öyle. Fotoğrafın geleceğe yolculuğunda, geçmişin yaklaşımları sadece altyapı oluşturuyor. Günün beklentileri ve düşünceleri geçmişten çok farklı ve yeni bir dünyanın ruhunu taşımakta. İnsan üretimi tarih boyunca hep böyle oldu.
Fotoğraf bir düşünce, bir deyiş, bir anlam olarak yolculuğunu sürdürecek. Bu yolculukta insan düşüncesi görüntüye verdiği biçimle anlam buluyor. ANAFOD genç ve dinamik bir fotoğraf derneği. Bir yanıyla arkadaş şarkısının sözlerindeki gibi; “Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş- Bir bakarsın volkan olmuş…..” Maltepe’de bir kıvılcımla doğan ANAFOD… Fotoğraf adına sürdürdüğün yolculuğunda, yolun açık olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka konuyla ilgili olmasına özen gösteriniz.
2. İsim ve Soy ismi yazmayı unutmayınız.
3. Konuyla ilgili olmayan sorularınız için lütfen iletişim formunu kullanınız.
© Onanafod Blogunda yayınlanan tüm fotoğraf ve yazıların telif hakları, Onanafod blogu sanal yayını, tanıtımı, kitapları dışında fotoğrafçıya ve yazara aittir.