ZÜRAFA SOKAK
Dolmabahçe’den denize dökülen 6. Filonun İstanbul’a gelmeden önce Türkiye’de uğradığı ilk liman İzmir’di. Geneleve gitmek üzere Tepecik’e yönelen Amerikan bahriyelileri kadınlar tarafından terliklerle kovalandılar. İstanbul Kabataş’a demirlendiğinde ise büyük bir tepkiyle karşılandılar. “Türkiye 6. Filonun genelevi değildir, Türk kadını onurunu koruyacaktır, yankee go home” atılan sloganları arasındaydı. Zürafa Sokak dahil olmak üzere, genelevler kadınlar tarafından kapatılarak prestolara destek verildi. Amerikan askerleri denize döküldü.
Oysa,1946 yılı nisanında Amerikan zırhlısı Missouri, İstanbul'a yanaştığında genelev duvarları boyanmış, odalar temizlenmiş, çarşaflar yıkanmıştı. Amerikan askerlerine helal gelmesin diye kadınlar doktor kontrolünden geçirilmiş, hamama, kuaförlere gönderilmişlerdi. Elbette bunlarla kalınmamıştı. Zırhlı kurtarıcı gibi karşılanmış halk sahili doldurmuş, davullar, zurnalar çaldırılmıştı. Bezmialem Valide Sultan Camisi’nin minareleri arasına “Welcome” mahyası asılmış; Tekel, Missouri markasıyla sigara, PTT, Missouri anısına pul çıkarmıştı.
***
Osmanlı’da
1812 yılında (II. Mahmut dönemi) İlk yerleşik genelevler açıldı.
Resmi
ilk umumhaneler ise, 1884 yılında II. Abdülhamit’in izniyle
(“kerhane yönetmeliğiyle”) açıldı. 1915 yılında savaş
koşulları ile birlikte yeni bir fuhuş nizamnamesi yayınlandı,
ilk defa fahişe tanımlaması resmi kayıtlarda yer aldı. Sürtükler
diye başlayan bir bölümde, çalışanların genelevlerin bulunduğu
yerler haricinde yaşamaları yasaklandı. Kadınların kapı ve
birinci kat pencerelerinde oturmaları da yasaklar arasındaydı.
1884
Nizamnamesi, II. Abdülhamid için bir modernleşme aracıyken, 1915
Nizamnamesi, devletin kadınları “denetlenmesi gereken namussuz
kadınlar ve korunması gereken namuslu kadınlar” diye resmen
ikiye ayırdığı baskıcı, yasakçı bir anlayışla ortaya
çıkmıştı.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) 2004'te açıkladığı "Hayatsız Kadınlar Dosyası"na göre: Türkiye'de fuhuş sektöründe yılda 4 milyar dolar dönüyor, vesikalı ya da gizli çalışan seks işçilerinin sayısı 100 bine yaklaşıyor. Fuhuşa yol açan nedenlerin başında yoksulluk birinci sırada geldiği ve fahişelik yaşının 15’e kadar düştüğü, bazı araştırmacılara göre ise bu yaşın 12’ye kadar indiği vurgulanıyor.
Zürafa Sokak, "Genelevler kapatılmasın" protestolarıyla 2007 yılında seks işçilerinin bir eylemine tanıklık etti. 2013’te genelevler yeniden kapatılmaya başlanınca, protestolar yeniden yükseldi. "Sokaklarda kayıt dışı ve kontrolsüz bir şekilde çalışmak istemiyoruz. Kapatılma nedeni sadece rant" açıklamasını yaparak, Galataport projesine dikkat çekildi.
***
Zürafa
Sokak, Karaköy’de Arnavut kaldırımlı 42 evin bulunduğu çıkmaz
bir sokaktı. 38 evin sahibi Matild Manukyan, 6 kez vergi rekortmeni
olmuştu.
20
Aralık 2021 itibariyle “Galataport’a uzanan, Beyoğlu Kültür
yolu aksının bir parçası olacak” iddiası 200 yıllık bir
tarihin kapılarına kilit vuruldu.
Evler yıkıldı.
Sokağa atılan kadınların akıbetleri konusunda bilgi bulunmamaktadır.
Editör: Yusuf Aslan / Ocak 2024
***
FOTOĞRAFÇILAR :
Aytek
Özay, Nilgün Kösen, Şafak Hacaloğlu, Zübeyde Öztürk, Nalan
Yazar
KAYNAKÇA :
Detaylı bilgiler için lütfen aşağıdaki linkleri tıklayınız.
YUSUF ASLAN
Öğretmen. İlk ve orta öğrenimini Sivas’ta, Öğretmen okulunu Savaştepe’de tamamladı. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler okudu. Sivas, Aydın ve Almanya ’da öğretmen olarak çalıştı.
Bir
dönem Kuşadası Fotoğraf ve Sinema Sanatı Derneği’nin (KUFSAD)
başkanlığı yapmış ve bu süreçte Kuşadası Fotoğraf
Günleri’nin düzenlenmesinde sorumluluk almıştır.
Biri Der
Spigel’in kapağında yer almak üzere, batı ülkeleri basınında
haber fotoğrafları yayınlandı.
Van Depremi, Gezi Parkı ve Soma Maden Faciası çalışmalarıyla Sami Güner Kupasını aldı.
Hollanda Haber Ajansı’nın Avrupa’nın mülteciler karşısındaki tutumunu insan hikâyeleri üzerinden eleştiren, “Avrupa: Kale Kapısı” projesinde çalıştı.
Bodrum-Dikili arasında kıyılarda mültecilerin geride bıraktıkları eşyalar ve fotoğraflar (Aykan Özener’le birlikte) Uluslararası Fotoistanbul Festivalinde sergilendi. Özcan Yurdalan’la birlikte “Mülteci Müzesi” adı altında bir enstalasyon çalışması gerçekleştirdi.
TFSF’nin (Türkiye Fotoğraf Federasyonu) 2018-2019 yıllarında gerçekleştirdiği MGH-(Memleketimden Görsel Hikayeler) çalışmasında Özcan Yurdalan ve Aykan Özener’le birlikte editör olarak çalıştı. *
Ortaklaşa Bir Editöryal Fotoğraf Çalışması olan “Korona Günlerinde Fotoğraf” projesinde editör olarak yer aldı. **
Ulusal ve uluslararası alanda yapılan fotoğraf festivallerinde sergi ve gösterileriyle yer aldı. Dergi ve kitaplarda fotoğrafları yayınlandı.
“Antroposen Çağdan Belgesel Hikayeler” projesinde editör olarak çalıştı. “İçinden Balık Geçen Ev” çalışmasıyla bu projede yer aldı.
Özcan Yurdalan’ın projelendirdiği sergi, kitap ve mahalle şenliğine dönüşen “Hatırlayan Mahalle”, “Geçmişten Bakınca” çalışmalarında yer aldı.
Soma, Antakya, Nurhak ve Kuşadası’nda çocuklarla fotoğraf atölyelerinde çalıştı.
04.01.2024
* https://mgh.tfsf.org.tr/
**
https://www.koronagunlerindefotograf.com/
Harika. Hüzün dolu. İşte Zürafa. Çok iyi olmuş. Istanbul'a hediye. Sevgiler. Serra
YanıtlaSilMuhteşem bir çalışma.. Tebrik ederim..
YanıtlaSilBeyoğlu'nun, İstanbul'un, Türkiye'nin ahlak sayfasına önemli bir not!
YanıtlaSilEmeği geçen fotoğraf dostlarımı tebrik ediyorum. Topluma farkındalık kazandıran çok özel bir çalışma olmuş.
YanıtlaSilÖzlem Köroğlu