Bekir Tuğcu - Erdal Gömceli - Bütünün Parçası

Bekir Tuğcu

BÜTÜNÜN PARÇASI

Kürek takımı olarak şampiyon olmuştuk. Kupa ve ödül töreninden sonra babam “Bu şampiyonluğu akşam ailece yemekte kutlayalım.” dedi.

Takım arkadaşlarım ve yöneticilerimle beraber yaptığımız kutlama sonrasında akşamüstü eve geldiğimde annem, babam ve kız kardeşim, en güzel kıyafetlerini giymiş, beni bekliyorlardı. Hemen bir duş alıp, ben de hazırlandım ve beraber evden çıktık. Yemek siparişlerimizi verdikten sonra annem “Nasıl sporcu olduğunu hatırlıyorum da, o zamanlar bu noktalara geleceğini, kürek milli takımına seçileceğini söyleseler inanmazdım.” dedi.

Her şey ortaokula başladığım sene matematik öğretmenimin dikkati sayesinde başladı. Okullar açıldıktan birkaç hafta sonra öğretmenim bana, “Veline söyle yarın okula gelsin. Onunla görüşmek istediğim konular var.” dedi. Akşam babama söyledim. Ertesi gün babamın işi olduğundan annem okula gelmişti. Öğretmenim anneme; dikkat eksikliğim olduğunu, derse konsantre olmakta zorlandığımı belirterek, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu konusunda bir psikoloğa götürülmemde fayda olduğunu söylemişti. Annem ve babam öğretmenin tavsiyesini dinleyerek, beni bir çocuk psikoloğuna götürdüler. Psikolog birkaç seanstan sonra, bende dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğunu, bunun için terapilere devam edilmesi gerektiğini, ama öncelikle bir nöroloğa da görünmem gerektiğini belirterek, dikkat eksikliği için ilk etapta sevdiğim bir spora yönlendirilmemi önerdi.

O hafta sonu, Sapanca Gölü’ne gezmeye gitmiştik. Orada kürek sporuyla uğraşan ekibi görünce, yanlarına gitmiş, bu sporla ilgili sorular sormaya başlamıştım. Beni en çok etkileyen özelliklerinin başında, kürekçilerin yarış anında rakipleri ve hedeflenen noktayı görmeden, sadece ekip olarak birlikte aynı ritimde kürek çekmeleriydi. Bunun yanında özgüven ve motivasyon düzeyinin artmasına da destek olduğunu söylemişlerdi. Dönüşte babama kürek sporunu çok sevdiğimi, bu sporla uğraşmak istediğimi söyledim. Babam da “Neden olmasın? Ben yarın bu konuyu araştırırım.” dedi. Hafta içinde babamla beraber kürek kulüplerinden birine gittik. Kısa bir görüşmeden sonra kaydımı yaptılar ve hafta sonu başlayabileceğimi, önce teorik bilgiler verilip, ilerleyen dönemlerde de kürek çekmeye başlayacağımı söylediler. Daha bir hafta önce bu sporla ilgili hiçbir bilgim ve düşüncem yokken, birden kürekçi oluvermiştim.

Nöroloğa gittiğimizde, yapılan tetkiklerin sonucunda, bende demir eksikliği olduğu, buna bağlı olarak dopamin seviyemin düşük olduğu, bunun da dikkat eksikliği ve konsantrasyon problemlerinin nedeni olabileceği söylendi. O dönemde hayatımda ilk defa duyduğum dopamin, beyin nöronları tarafından salınan bir nörotransmitermiş. Yaratıcılığımızda, odaklanmamızda, keyif ve zevk almamızda büyük rol oynarmış. Abur cuburu çok sevmem, sebze yemeklerinden uzak durmam, düzensiz beslenmemin sonucunda oluşan demir eksikliği giderildiğinde, dopamin seviyem de normale dönmüştü. Bununla beraber dikkat eksikliği problemim de ortadan kalkmıştı. Ama o dönemden devam eden tek şey bana ekip ruhunu ve motivasyonun önemini anlatan kürek sporu olmuştu. Artık bir bütünün parçasıydım.


Fotoğraf : Bekir Tuğcu
Öykü : Erdal Gömceli – 24.10.2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaparken:
1. Yaptığınız yorumun, mutlaka konuyla ilgili olmasına özen gösteriniz.
2. İsim ve Soy ismi yazmayı unutmayınız.
3. Konuyla ilgili olmayan sorularınız için lütfen iletişim formunu kullanınız.

© Onanafod Blogunda yayınlanan tüm fotoğraf ve yazıların telif hakları, Onanafod blogu sanal yayını, tanıtımı, kitapları dışında fotoğrafçıya ve yazara aittir.