GÖRSEL DİLİMİZİ, EVRENSEL DİLE DÖNÜŞTÜREN FOTOĞRAF
Fotoğraf; sevgiyi, saygıyı, iletişimi ve her şeyden önce ışığıyla aydınlanmanın öncülüğünü içinde barındıran görsel bir dildir. Her zaman “Fotoğraf nedir” denilince akla ilk gelen tanıma göre kendimizi ve dünyamızı tanımaya çalıştığımız bir olgudur. Bu teknik bilginin ötesine gidemeyen ışıkla yazma, çizme ve resmetme eyleminin bir sosyal, felsefi, estetik ve koleksiyon birikimi olduğunu hep göz ardı ediyoruz. Fotoğrafın tanıma, öğrenme, sahiplenme, sorgulama yanı gündeme gelince bocalamaya başlıyoruz. Kafamızı kaldırıp etrafımıza baktığımızda durum netleşiyor. Çünkü fotoğraf aynı zamanda kültür ve sanatın ayrılmaz dalı olarak başlangıcından bugüne kadar hep var olmuş ama var olmaya devam edecek mi? Belki somut varlık olarak görsel malzeme biçiminde “İşte buradayım” diyebilir. Lakin içinde bulunduğumuz dönemde teknolojik gelişmeler, insan hayatını bambaşka bir evreye taşıyor. Bu nedir? İnsanın hayatına her alanda müdahale mi, yoksa insan yaşamını kolaylaştırma mı? Düşünebiliyor musunuz? Dünya gündemi ne kadar hızlı değişiyor. Gündemi yakalama fırsatı bile bulamıyoruz değil mi?
İşimiz fotoğraf olunca kendi kendimizi sorgulamaya başlayınca “Nereden nereye” dememek mümkün mü? Kasım ayı içerisinde bir fotoğraf laboratuvarında arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Baskı makinesinden çıkan görseller gözüme ilişince “Aaaa ne güzel Kızılderili fotoğrafları” dedim. “Bu fotoğraflar nerede çekilmiş” diye sorunca laboratuvarda bulunan genç cevaben “Abi bunlar çekilmiş fotoğraflar değil” dedi. Şaşkınlıkla “Ya nedir bunlar” diye sordum, “Fotoğrafları yapay zekâ üretti. Bu kadar, her şey yerli yerinde” dedi. Dijital teknolojinin bu baş döndürücü gelişiminden sonra daha nelerle karşılaşacağımızı, yapay zekâ olgusundan sonra yaşayacağımız sürprizleri tahmin etmek zor olmasa gerek.
İstanbul’un Anadolu yakasındaki, sanat faaliyetlerinin yoğunluğunu, Avrupa yakasıyla kıyaslamaya gerek yok. Anadolu yakasında sanatsal etkinlikler ve birimlerin çalışmaları her alanda başarılı bir şekilde devam ediyor. Bu çalışmaları yürüten birimlerden biri olan İstanbul Anadolu Yakası Fotoğraf Sanatı Derneği (ANAFOD), fotoğraf sanatıyla ilgili etkinliklerini 2013’ten bu yana sürdürüyor.
Fotoğrafla olan gönül bağı ve yaptığı faaliyetleri ile kamuoyunun takdirini kazanan Baytekin Kara, 2005-2008 yılları arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’yle yapılan ortak etkinliklerle fotoğrafın Anadolu yakasında gelişmesine öncülük etti.
Daha sonra 2008-2013 yılları arasında fotoğrafın Anadolu yakasında kökleştirilmesi mücadelesini veren Kartal Maltepe Pendik Fotoğraf Topluluğu’nun oluşmasına katkıda bulunan Baytekin Kara, ANAFOD’un kurulmasında başrolü oynadı.
ANAFOD’un; sergileri, söyleşileri, anma törenleri ve farklı mekânlardaki etkinlikleri ile gündem oluşturarak Anadolu yakasında görsel dil olarak fotoğrafın yaygınlaşmasında önemli görevler üstlenmesi takdire şayandır.
Fotoğrafın koruma ve bakımının yapılması, arşivlenmesi, gelecek nesillere ulaşması, görsel kültür ve fotoğrafta yol göstericiliğin bir temele oturulması adına yapılan tüm çalışmalarda adı ön plana çıkan Baytekin Kara’yı anlayabildik mi? Benim cevabım kocaman bir HAYIR! Nedeni ise bu dijital çağda; eğitim, öğrenme, kültür, sanat, sahiplenme, koruma, iletişim, sevgi, saygı ve de en önemlisi bir arada olması yok oluyor. Geçmişte ANAFOD gibi fotoğraf derneklerinde insanlar bir araya gelip sevgi ve saygı çerçevesinde sohbetler ediyor, etkinliklerde güzel görseller paylaşmanın yanı sıra fikir alışverişinde bulunuyordu. Şimdilerde bu gibi faaliyetler çok az da olsa yapılıyor fakat etkinliği oldukça azaldı. Dünyanın sihri ‘Covid’ olayı ile bozuldu. Nasıl olduysa birdenbire başta eğitim ve iş hayatı olmak üzere her şey uzaktan faaliyete dönüştü. Sanatsal ortamlar, sanal etkinliklerle gündem olamaya çaba gösterir hale geldi. Dünyada pandemiyle birlikte sanat galerileri bir bir kapanmaya başladı. Kapanan galerilerin birçoğunda fotoğrafa önemli yer ayırılıyordu. Dünya nereye gidiyor?
Ama analog ortamların tadını bulmak her geçen gün zorlaşıyor. Çünkü sanallık, sosyal çürümenin her alanda etkin rol oynamasına sebep olmuştur. Hayatın her alanında sosyalliğin askıya alınmasıyla sevgisizlik, saygısızlık, sorumluluktan kaçma, koruma bilincinden uzaklaşma, bencilliğin ön plana çıktığı bir dünyada yaşamın tadı ne olacak diye kendimizi sorgulayabilir miyiz?
İşte ANAFOD, söz konusu şeyleri sorgulayarak bugünlere gelmesinin güzel bir örneği olarak fotoğraf adına yaptığı hizmetlerini yönetimleri ve üyeleriyle birlikte kucaklamaya devam ediyor. Fakat insan olmanın farklılığı yarınımızda kendi imalatları olan makinelerle mi, yer değiştirecek. Durum insan için zor bir sürece giriyor. Demek ki artık tüm insanlığın ilgi alanına giren konularda kamuoyu oluşturmak çok zorlaşacak gibi.
Heyecanınız ve güzelliğiniz ışığınızla aydınlansın.
Tahsin Aydoğmuş / Aralık 2023
Ne güzel ifade etmişsiniz duygularınızı. Teşekkürler Tahsin Aydoğmuş. Çok yaşa Anafod.
YanıtlaSilSerra Kemmer
Ayşe Sönmez 😊
SilGerçekten çok güzel ifade etmişsiniz 🙏🏿🙏🏿🙏🏿🙏🏿🙏🏿
Tebrikler çok güzel bir yazı olmuş. Duygu ve düşüncelerinizi dile getirirken aynı zamanda bizlerinde duygularına tercüman olmuşsunuz. 👍🙏
YanıtlaSil