“Vadinin ruhu ölümsüzdür,
Biz ona esrarengiz dişi deriz.
Esrarengiz dişiliğe açılan geçide ise,
Göğün ve yerin kaynağı deriz."
O’nun mısralarında dolaşırken çoğunlukla iki ucu bir renge bağlı çok uzun ve ince bir halat üzerinde çıplak ayaklarımla yürüdüğümü hayal ederim. İpin üzerinde aşağıya baktığımda ise oldukça derin bir uçurumun kucağında ilerlerken vadinin bende oluşturduğu görkemli, naif sese kulak kesilir, davetine teşekkür eder ve O’na ‘zamanı gelince’ derim ve karşı kıyıya kadar zamansız ve hiç’siz geçerim. Sonrasında hafif bir rüzgâr eser, omuzuma dokunur, ıslığını kulağıma fısıldayarak uzaklaşır çehremden… Görünmeden, varlığını hissettirir…
Öyle hassas ve incedir Lao Tzu.
Bu sergi hazırlığı boyunca kadının salt görünen değil görünmeyen yönlerini de ele almanın yanı sıra, amacımız kadını gördüğümüz her yer ve her şeyde hak ettiği yeri ona teslim etmekti. Kadını var olduğu bedeni ile ele almanın ötesine geçmek, belki de yukarıdaki mısralara ulaşmaktı amacımız. Kadın bir kayanın çıkıntısında, bir yaprağın ışığında, bir sokağın renk cümbüşünde, kanatlanmış bir martıda, karışık veya berrak zihinlerde, yani görmek istedikten sonra onu her yerde görebileceğimizi ifade etmeyi amaçladık.
“Kadını Gördüm” sergisi ANAFOD bünyesinde, online üzerinden belli zamanlarda buluşmalarla gerçekleşti. Tüm katılımcılara keyifli süreç ve gönülden paylaşımları için teşekkür ederim.
Şubat, 2023
2022 yılının sonlarına doğru, yönetim kurulumuzda yaptığımız toplantılarda, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” için farklı bir proje yapma konusunda fikirler ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu düşüncelerimiz, bizi hızlı bir şekilde Mart 2022’de etkinliklerimizde ağırladığımız ve farklı bakış açısıyla bizi o zaman dahi etkileyen Defne Sesin Okay’a yöneltti. Kendisine “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” ile alakalı bir proje gerçekleştirme teklifini götürdüğümüzde Defne Hanım bizi kırmayarak teklifimizi kabul etti. Birlikte defalarca yaptığımız toplantılar ve karşılıklı fikir alışverişleri sonucunda ise “Kadını Gördüm” projesi ortaya çıkmış oldu.
Son dönemde ülkemizde kadın hakları yönünde olumsuz anlamda yaşanan gelişmeler, bizi ister istemez bu projeyi sadece dernek üyeleri için de değil, fotoğrafa gönül veren ve bu konuda söyleyecek bir şeyleri olan herkesin katılımına açık olarak yapılması konusunda karar almamıza yol açtı.
İnsanlık tarihin başlangıcından beri kadın, insanoğlunun ürettiği her türlü sanat ürününde en çok tasvir edilen konuların başında gelmektedir. Geçmişten günümüze kadar gelen kadın imgelerine baktığımızda, bunların daha çok içinde bulunduğu dönem ve toplum kuralları çerçevesinde, kadın bedeninin farklı formlarında tasvirlere sahip olduğunu görürsünüz. Kadın bedenini kullanmadan kadını anlatabilmek gibi farklı bir tasvir yöntemi oluşturarak, sadece altı oturum sonunda, proje katılımcıları için kadının temsil ettiği genel imgeler konusundaki sınırlarını ortadan kaldıran ve bu şekilde onların geleneksel betimleme yöntemlerinin dışına çıkmasını sağlayan Defne Sesin Okay’a çok teşekkür ederiz. Bununla birlikte projenin başlangıcından sonuna kadar, tüm koordinasyonunu sağlayarak, bu güzel sonucun ortaya çıkmasında büyük katkıları olan başkan yardımcımız Figen Özkan ve dernek sekreterimiz Şafak Hacaloğlu’na, son olarak ise katkılarıyla birlikte projenin oluşmasını sağlayan tüm katılımcılara teşekkürlerimizi sunmayı bir borç biliriz.