İbrahim Zaman |
SAHİPSİZ FOTOĞRAF
Anadolu'ya
fotoğraf gezilerine giderken, aynı yerde bir önceki gezide
çektiğim portre fotoğraflarını bastırıp, sahiplerine götürmeyi
seviyorum. Yine bir tekrar gezideyiz. Üç yıl önce buralarda
çektiğim fotoğrafların sahiplerini arıyorum. Bir dükkana girip,
yerleri süpüren küçük çırağa, fotoğrafını gösterip
ustasının nerede olduğunu soruyorum. Çocuk hiç konuşmadan küçük
işaret parmağıyla karşı kaldırımdaki çay ocağını
gösteriyor bana.
Çay ocağı önünde, daha önce
fotoğraflarını çektiğim ustalar, taburelere oturmuş, derin bir
sohbete dalmışlar. Yaklaşıp selam vererek, yanlarına oturuyorum.
Her birine kendi fotoğraflarını teslim ediyorum. Fotoğraflarını
alan ustalar, elimdeki başka bir ustaya ait fotoğrafı görünce,
az önce yüzlerine oturan tebessüm bir anda kayboluyor. Hiç
konuşmadan birbirlerine bakıp, sessizce sardıkları tütünü
ciğerlerine çekip, dumanını derin bir solukla üflüyorlar.
Sahibini nerede bulurum diye elimdeki fotoğrafı uzatınca, arkamdan
bir el uzanıyor, önce omzuma dokunup, sonra o fotoğrafı elimden
alıyor ve çay ocağındaki eskimiş bir ayna çerçevesinin
kenarına sıkıştırıyor.
Çay ocağındaki herkesin
suskun ve hüzünlü yüzlerinden anlıyorum ki artık o fotoğrafın
bir sahibi yok. Çay parası vermeye kalkınca, ustalar kaşlarını
çatıp, el işaretiyle bana yolu gösteriyorlar. İçimdeki hüzünle,
daha sekiz fotoğrafın sahibini aramak için sokaklara düşüyorum
yine...
Fotoğraf : İbrahim Zaman
Öykü : Hüseyin
Kekiç / 12.09.2023
Her tarafıma toplu iğneler batıyor şu an. Gözlerim yine doldu. Bu nasıl şey? Çok tebrik ederim sevgili Hüseyin Kekiç. Aramaya devam.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim ama, keşke yorumlarınıza isminizi de yazsanız.
SilIsim yazmayı unutmuşum. Özür dilerim. Sevgiler. Serra
YanıtlaSil