Haluk Çobanoğlu |
Fotoğraf
: Haluk Çobanoğlu
Haiku Şiir
: Şafak Hacaloğlu / Ekim 2023
![]() |
Defne Sesin Okay |
BAĞLAMASI DUVARDA
Yanımda
bir polisle çıkıyoruz karakoldan. Kapı önünde otururken
buluyoruz anneyi. Tercüman olarak soruyorum anneye
-
Anne, senin eşin nerede?
- Eşim yok, bir oğlum var
yalnızca.
- Peki, oğlun şimdi nerede, biliyor musun?
Anne, önce yanımdaki polise bakıyor, sonra bana dönüp, hiç susmadan ve
yeminler ederek,
- Polise söyle, benim oğlum hiçbir şey
yapmadı. Dün akşam burada komşularla oturduk. Oğlum saz, çalıp
türküler söyledi diyor ve oturduğu yerden kalkıp, polise ve
bana, eliyle gel işareti yaparak içeri geçiyor. Dar bir antreden
bir odaya giriyor anne. Polis, antrede kalıp, bana bir bak işareti
yapıyor. Odaya giriyorum. Anne, duvarda asılı duran bir bağlamayı
göstererek,
- İşte diyor, oğlumun sazı. Yeminler
ediyor ve yalvarıyor, ne olur oğlumu sınır dışı etmesinler.
Benim ondan başka kimsem yok.
Antrede bekleyen polis
bana,
- Ne var odada, ne gösteriyor sana? Ben arabaya
geçiyorum, söyle de gelsin, gecikmeden gidelim de teşhis etsin
oğlunu diyor ve çıkıyor evden.
Gözlerim
duvarda asılı duran bağlamada, kalıyorum öyle odanın
ortasında.
Yalnız, çaresiz, suçlu ve suskun.
Fotoğraf
: Defne Sesin Okay
Öykü : Hüseyin Kekiç - 10.08.2023
![]() |
Ufuk Akarı |
YORGUN
Mürüvvet, daha rahat yıkamak için, su dolu kaba yatırdığı çay bardaklarını yıkadı. Yerleri paspasladıktan sonra önceki akşam masaların üzerine ters çevirdiği sandalyeleri duvarın kenarına dizdi. Çayı demlemek için ocağı açtı.
Bütün bunları yaparken, kafasında başka bir işte çalışmayan emeklilere bir defaya mahsus verilecek ikramiye vardı. O kadar çok eksik vardı ki bu piyangodan çıkan ikramiye gibi parayı nereye harcasa en doğrusu olur sorusuna, cevap bulamıyordu.
Kendisi ve elli yıllık hayat arkadaşının geçimini sağladığı, küçücük kahvenin duvarları, uzunca bir zamandır perişan haldeydi. Boya ve sıvanın yenilenmesi iyi olurdu.
Bir televizyon, daha fazla müşteri çekebilirdi.
Eskisi gibi soğuk kışlar kalmasa da, yakacak masrafı, yaklaşan kışla beraber sıradaydı.
Ya da bir hovardalık yapıp, kırk yılın başında, karısıyla beraber birkaç günlüğüne mütevazı bir tatil yapabilirdi.
Kafasındaki liste uzayıp gidiyor ama bir türlü karar veremiyordu.
Suyun kaynama sesini duyunca kalkıp çayı demledi. Kendine çay koymadı.
Kendini hiç düşünmezdi.
Fotoğraf
: Ufuk Akarı
Öykü : Gülçin Demirci